25 Aralık 2010 Cumartesi

O ZİNCİRİ KIRAR, ÇARKINA MONTE EDERİM

Mesleğim gereği insanları anlamam gerek, değil mi? Ama bazen beceremiyorum. Yani, ne kadar denesem de kafam basmıyor yapılan bazı şeylere. Ben mi embesilim diye düşünmüyor değilim...Yakın arkadaşlarımın hepsine beni sorsanız “dünyanın en large adamı, biraz artık sahiplenmeyi öğrenmesi lazım” diyeceklerdir adım gibi eminim nah şuraya yazıyorum. Bu elde bir, tutun aklınızda.

Bir arkadaşım geliyor hikayesini anlatıyor, özetle üniversite yıllarında üç dört erkeği aynı anda idare eden, hepsini kendine köpek yapıp topuna aynı gün aynı saatte aynı yerde randevu verip başa çıkabilen bir kız hiç birini ötekine çaktırmadan. Şimdilerde yalnızlık çekiyor yeni taşındığı şehirde, depresyona giriyor. Sebep? Çünkü artık eskisi gibi değil. Daha ayrıntı verirsek bu arkadaşım ilgi manyağı olmuş durumda (bu açlığını da aileis ile ilişkilerine bağlıyor) İlgi görebilmek için erkeklerle oldukça flörtöz bir tavrı var, sonra da çocuklar buna aşık olunca da “arkadaş kalmayı neden beceremiyor bu erkekler” diye tepki gösteriyor. En sonunda beni de delirtti, bir bira muhabbetinde sakinliğimi kaybettim: “sen sırf ilgi görmek için çocuklarla yakınlaşıyorsun, ee adam devamını isteyince de ona suç atıyorsun” diyerek.

Aynı arkadaşım kendisine aşkı sönmüş eski sevgili için ise “nasıl beni artık sevmez” diyerek onu yeniden kendine bağlama planları yapıyor ama sonunda bir ilişki yaşama niyeti yok. Sadece istediğinde çocuğu yeniden kendine aşık edebileceğini kendine kanıtlamak istiyor.

Esas sorun ise şu: Etrafındaki ilişkilere ya da kendisiyle ilgilenenlere bakıp bakıp “Neden bu insanlar oyun oynuyor, neden böyle yapıyor, gerçekten değer verecek aşık olacak adam gibi adam kalmamış” diyebiliyor! “Sen oyun oynarsan herkes oynar tabii ki” diyorum, bana hak veriyor, ama bir değişim yok...

Bu zincirleme tepkime gibi aslında. Bu tarz oyuncu, aldatmaya meğilli, ilgi odağı olmaya gönüllü insanlar genelde doğuştan bu halde değiller. Esaslı bir kaızk yedikten sonra “madem öyle, işte böyle” sloganı ile değişiyorlar. Ama fark etmedikleri şey kelebek etkisi denen olay. Sen bir kişiden kazık yedin diye belki 10 kişiye kazık atıyorsun. Sonra o 10 kişinin her biri senden kazık yedi diye gidip başka 10 kişiye kazık atıyor. Böylece sayılar sınırı alıp herkesin “oyuncu” olmasına sebep oluyor. Bunu yapıp yapıp arkasından “adam gibi adam / adam gibi hatun kalmamış” demek bana büyük çelişki gibi geliyor.

“sen oyun oynarsan herkes oynar” dedim bu arkadaşıma, bu düşüncemi çok tuttuğunu belirtti ama hala daha oyunlar devam ediyor. “Sence ben nasıl gerçek aşkı bulucam baksana herkes bi garip” şeklindeki muahbbetler de tam gaz devam. Ne yapacağımı şaşırdım artık, öneri istediği zaman sadece “insanlık hali bu, bulursun merak etmeeeee” şeklinde yayvan cevaplar veriyorum. Ne yapayım, kafa patlattığımda da nasılsa dinlemiyor.
Bu bir kişi olsa belki bu kadar kafama takılmaz ama, herkes böyle. İlişkileri güç oyununa çevirmek, karşı cinsteki popülerliğini ego tatmini olarak kullanmak, beş çiçeği aynı anda koklamak...sonra da “gerçek aşk”, “sadakat”, “karşılıksız sevgi” beklemek...Yapmayın lütfen. Ya herro ya merro, ikisi aynı anda olmaz.

Herkes hayatında istediği insanın özelliklerini “şöyle olsun böyle olsun, şu da olsun bu da olsun, beni çok sevsin benim herşeyime anlayış göstersin, beni sıkmasın benimle her ortama girsin, benimle herşeyi yapsın” diye sıralıyor. Peki yavrucum, sorarım sana, tüm bunların karşılığında sen ona ne sunacaksın? Ona ne vereceksin de o adam / kadın seninle olmayı, sana bu istediklerini sunmayı kabul edecek? O kadar mükemmel bir yaratık karşılığında senden de aynı şeyleri beklemeyecek mi? Sen onun girdiği her ortamda ona eşlik edecek, onun istediği şeyleri sırf onu sevdiğin için onunla yapacak, onu kaybetmemek için fedakarlıklar gösterecek misin? Buna cevabını iyi düşün, davranışlarınla tutarlı olmazsa daha çok canımı sıkıyor çünkü.

Çemkirdim farkındayım ama, artık sıkıldım. Bok yiyip yiyip çocuk sesiyle “affett beni aşkııımmmm” diyen kızlar ya da aldatıp aldatıp yakalanınca “sana aşığım, beni bırakırsan ölürüm bebeğim” edebiyatı çeken erkekler. Hepinizi toplayıp bir adaya koysak da dünyanın geri kalanı bari rahat etse, siz de o adacıkta Darwin Amca’yı şâd ede ede üreseniz...
İlgi gösterin ki ilgi göresiniz. Bir kere iki kere affedilir, aşık olunduğu için bir kaç kez karşılıksız fedakarlık yapılır. Bir yerden sonra sabır tükenip de hep alacaklı taraf olduğunuzu anladığınızda kapıyı net olarak çekip çıkarsınız. Bırakın geride kalan oyunlarına devam etsin, siz bir sonrakine aynı oyunları oynamayın yeter. Zincir br yerden kırılmalı değil mi?