20 Nisan 2010 Salı

Zehirli Küremden Rüya Tabirleri

Rüyada Nietzche’yi görmek: Ertesi sabah bindiğiniz dolmuşta ter ve sigara kokusu eşliğinde Mahsun Kırmızıgül’den “Yıkılmadım Ayaktayım, Dertlerimle Başbaşayım” şarkısını dinleyeceksiniz demektir. Ya taksi kullanın ya da patronunuzu arayıp “Deprem oldu, evin önünde yarık açıldı” filan diyin


Rüyada Ritchie Blackmore’u görmek: Tanrı size “yürü ya kulum” dediğinde Ferrari’nizi satıp ortaçağ müziği yapmaya başlayacağınıza delalettir. İyisi mi siz para işlerini karınıza devredin.

Rüyada Teoman’ı görmek: Yarın akşam iş çıkışı gideceğiniz rakı masasından dönerken polis çevirmesi görürseniz paşa paşa arabayı ve ehliyeti verin, “Sağolsun memur abi anlayışlı çıktı” diyip de pert olmayın. Her canlı bir gün ölümü tadacak ama sizin daha vaktiniz var. Sizi gidi sizi.

Rüyada Yılmaz Özdil’i görmek: 40 küsür yaşınıza kadar sizi kimse bilmeyecek, ama 40 yaşından sonra çok iş yapacaksınız demektir. O yüzden, bir an önce yaşlanmaya bakın.

Rüyada Eric Cartman’ı görmek: Sabah uyandığınızda biyolojik annenizin aslında biyolojik babanız, biyolojik babanızın psikolojik amcanız (Long Live Yiğit Özgür!) olduğunu öğreneceğinize, bunun üzerine “gerekirse tüm Yahudileri Türkiye’den sınır dışı ederiz” diye demeçler vereceğinize filan işarettir. Bence siz bile kendinizden uzak durun, aman diyyim.

Rüyada Hugh Jackman’ı görmek: Vay be! “Hayvansı cazibe” diye buna deniyor olmalı. Çok karizmatik ve çok yeteneklisiniz, ama bazı hıyarlar (öhöm!) sizin için “hep aynı rolleri oynuyor ne bu sürekli geçmişini hatırlamayan kahraman tripleri, başarısız oyuncu” diyecek. Oscar heykelciğine bir sunucu kadar yakın, gençliğiniz kadar uzak olacaksınız, ne üzücü. O pençelere dikkat edin, sakal traşı için iyi bir seçim değiller. Bir de, 3 vakte kadar bir mıknatısla aranızda güçlü bir çekim hissetmeniz olası. Yerseniz.

...
Canım çok sıkkın bugün. Yolunda gitmeyen bir şeyler var, huzursuzum, her hücrem gergin. Bir şey olacak, ne olduğunu bilmiyorum. Ondan bu saçmalamalarım. Affola.